SÜRDÜR GİTSİN !

Sizce dünyadaki en büyük sorun ne diye sorsam, önce, EKONOMİ, İŞSİZLİK, AÇLIK, DEMOKRASİ, SAVAŞLAR vb. gibi klasik cevaplar verirsiniz..

Ardından, dertliyseniz ki mutlaka vardır olmaz mı, kendinizi dünyanın en bahtsız, en problemli insanı olduğunu düşünür,  gözünüz başka bir şey görmez ve OKUL BİTMİYOR, SEVGİLİMDEN AYRILDIM, BIKTIM ARTIK DAYANAMIYORUM, PARA YETMİYOR gibi dertlerinizi büyük sorun edersiniz. Bir bakıma sizsinizdir canım dünyanın en büyük sorunu.

Aslına bakarsınız pek farkında olmasakta dünyanın en büyük sorunu, sorundan ziyade bir durum. İngilizcede bir kelime yeterli kalmayarak iki kelimenin birleşmesiyle tanımlanmış, herkesin hayatındaki en büyük virüs, SUSTAIN-ABILITY yani SÜRDÜREBİLİRLİK.

the-earth-our-blue-planet-34218Her mavi gezegen bireyi, doğumdan ölüme kadar çeşitli kazanımlara sahip oluyor bir şekilde, ya zengin oluyor, ya yükseliyor mevki ve kariyer yapıyor, ya da maddi durumu kötü olan biri bile öyle bir an geliyor  ki cebine giren nakiti mutluluğa çevirip, değerini bilmeden hızlıca çarçur bile edebiliyor.

Şu fani dünyada, en yolunu kaybetmiş kendinden geçmiş bölgelere bile sukünet ve istikrar bazen uğrayabiliyor.

 

Fakat gel gelelim bu kazanımlar ne kadar yerinde duruyor, ne kadar sizlerle beraber kankanız olarak takılıyor işte gözden kaçan asıl mesele bu. Bence stress denilen illeti, büyük problemlerin ana kaynağı haline getiren, uğrunda verdiğiniz belirsizliklere gömülmüş olan bu savaş. Farlarınız yansada, öyle bir kaplamış ki dünyanızı belirsizlik bulutu, geçmiş olsun birader artık fazla çok kasmasanız da olur.  Soğuk su için üstüne bir bardak diyeceğim ama, içecek su falan da kalmayacak bu gidişle çok yakın zamanda. Aklınız ve inancınız muhalefet edip sizi uyarsa da , o yüce benliğiniz ve çevrenizin etkisinde o kadar kaybolmuşssunuz ki, asıl ev sahibinizin var oldukça sizin de var olacağını tamamen unutuyorsunuz. Kısaca, herşeyden önce,  herkesden önce, o sürdürecek ki varlığını, siz pazar sabahı güzel bir kahvaltı ile güne başlayacaksınız boğazda mesela. Sadece siz değil, sosyal medyada fotolarını sürekli paylaşıp bir yıldız gibi hissetirdiğiniz çocuklarınız ve onlarında arkasında gelecek modern yeniçeri torunlarınızda.

Bizler dengesiz ve saçma saparak birbirimize şekil yapmaya devam ederken, allahtan bu iş için kafa yoran güzel insanlar var bu dünyada. Bu topraklarda doğmasa da, aralarında bir Türk bile var.  Evet sayın takipçilerim, Leyla Acaroglu nun TED teki konuşmasıdır bana bu yazıyı yazdırıp, çakrayı bir kez daha açtıran.  Kendisi bir eko inovatör olarak, yaşam ve ürün döngüleri üzerinde  sürdürülebilirliğe, servis ve ürün bazında yapacağımız dizayn farklılıklarıyla katkıda bulabileceğimize inanan ve bunu gerçekleştiren biri.  Özetle, yaptığımız her bir seçimin tüm sistem üzerinde etkisi oldugunu,  bununda çevresel bir folklor harmonisi olarak tanımlanabileceiğini söylüyor. Üretilen, tüketilen her şeyin doğadan ekstrakte edildiğini ve bu yüzden insan, ürün ve planet üçlüsünün kompleks sistem döngüsü ortaya çıkardığını vurguluyor.

Konuyu daha netleştirmek için (ünivesitedeki uygulama derslerini yanlış anlayan bir nesilin ferdi olarak) gelin onun verdiği bazı örnekler ile mevzuya yakından bakalım.

276428Mesela plastik ya da kağıt poşet mi diye sorsam hepiniz bio bozunurluk özelliğinden dolayı kağıt dersiniz değilmi. Ancak geri dönüşüm ile değerlendirilmeyip, fotoğraflarda gördüğünüz o çöp yığınlarında biriken  kağıtların, oksijensizlikten dolayı metan gazı üretmek zorunda kalarak çevreye 25 kat daha fazla zarar verdiğinin farkında olmazsınız, ilaveten aynı işi görebilmek için 4 kat daha fazla kağıda ihtiyacınız olduğununda. Yandaki manzaraya katkınız tartışılmaz yani.

 

lg-door-in-door

Ya da düğün hazırlıklarının heyecanındasınız diyelim, beyaz eşyanın kralını almak için ilginç diyaloglar yapıyorsunuz kraldan çok kralcılarla. Buzdolabını almışken büyük almak lazım replikleri  yankılanıyor kulaklarda. Bir kez daha düşünün desem saçmalama dersiniz bin kere mi alacağım diyerek. Tam bu noktada istatistikle ufkunuzu biraz açayım. Extra large menülerin ülkesinde alınan yiyeceklerin % 40 ı çöpe gidiyor mesela, neredeyse üretilen tüm yiyeceklerin yarısı. Her yıl 165 milyar dolar savuruyormuş Amerikalılar havaya. Bizde nasil diye sormuyorum, biraz daha iyidir belki, çünkü arkamızdan yiyeceklerin ağlayacağı ve köpeklerin kovalayacağı düşünülürse. Biri büyük buzdolabımı dedi acaba ?

 

bcp_kettle-300x260Başka bir açıdan bakalım. İngiltere de çayın popülerliği malum biliyorsunuz, dolayısıyla ısıtıcılarında. Amma velakin herkes gibi ingilizlerde diğer dünya vatandaşları gibi bir bardak çay için % 65 daha fazla su doldurup kaynattıklarından, harcadıkları ekstra enerji hesaplanarak görülmüş ki nerdeyse bir akşam şehirdeki ışıkları aydınlatmak için lazım olan elektriğe eşit bu israflık. Birileri çıkıp farklı bir inovatif ısıtıcı dizayn ederek, bu sorunu çözse, dünyaya karşı görevini yapıp gereksiz yere kaynak tüketimini önlese süper olur dediğinizi duyar gibi oluyorum. Rahat olun yapan var çok şükür.

 

 

 

ewaste Ghana 4Bu örneklerin içinde beni en çok korkutanı şu zibil gibi çoğalan smart cihazlar. 7 milyar nüfusu olan bir dünyada 6 milyara yakın cihaz kaydı var.  Her yıl 1.5 milyar yeni cihaz üretiliyor. Daha da tehlikelisi bunları zırt pırt değiştirdiğimiz için hurdaya çıktıktan sonraki durumları. Büyük bir kısmının yolu üçünü dünya ülkeleri, özellikle afrikaya doğru düşüyor. İçindeki değerli madenleri geri kazanmak için öyle bir yakıyorlar ki bu cihazları, global ısınma hak getire. Dünya bu konuda da kesinlikle birşeyler yapmalı ve kolaylıkla ayrıştırıp geri kullanabilen cihazlar üzerinde çalışmalı der gibisiniz. Sanırım da yapıcaklar, tabi biz türkler olarak sadece saygı duyup allah razı olsun diyeceğiz. ( Apple başladı bile 🙂 )

Uzatmadan sadede gelme vakti..

Bu kadar sarsıntılı örnek sürdürebilirliğin içimizde, hayatın her alanında, her anında her projemizde, olduğunu kanımıza kadar hissettiriyor.

Herşey elimizde millet. Bu dünyada topu topu kaç kişiyiz ki canım hallederiz değilmi.

Durmak yok, çocuk yapmaya ve kaynakları tüketmeye devam 🙂

growth

Sürdürülebilir bir mutluluğunuz olması dileğiyle….

İlginizi çekerse diyerekten :

www.ted.com/talks/leyla_acaroglu_paper_beats_plastic_how_to_rethink_environmental_folklore     

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *