ETME !!

ETME !

 

 

Duydum ki, bizi bırakmaya azmediyorsun, ETME.

Başka bir yar, başka bir dosttan meyil ediyorsun, ETME.

Ey Ay, felek harap olmuş ziyan olmuş senin için, bizi öyle harap öyle ziyan ediyorsun, ETME.

Ey makamı var ile yokun üstünde olan sen, varlık sahasını terk ediyorsun, ETME.

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan, sen ayında evini de yıkmayı kastediyorsun, ETME.

Şekerliğin içinde zehir olsa dokunmaz bize, sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun, ETME.

Harama bulaşan gözün, güzelliğinin hırsızı ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, ETME.

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer, aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, ETME.

İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil, Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, ETME.

ETMEYİN ARTIK…..

Aşk’ın ruhun, kalbin ve beynin her zerresine, pikseline, iliklerine kadar işlediği zamanların sahiplerinden…

Gönlün de atom damlası kadar vicdan ve sevgi olmayan sapıkların, psikopatların varlıklarına geldi bu topraklar..

Mevlana ya sevgilerimizle Özgecan,

Çok selam söyle olur mu …..

Universite-ogrencisi-Ozgecan-Aslani-kim-neden-yakarak-oldurdu

 

 

 

 

 

Evren

14.02.2015

Kozyatağı

ŞUBATIN EFENDİSİ

Uzun zamandır ortalıklarda dolanmamanın dayanılmaz hafifliği ve vicdan azabı ile karşınızdayım, sevgili EVREKKA takipçileri….

27412Dayanamadım ben de yeter diyerek Ekim den beri süre gelen suskunluğumu, Şubat ayına saatler kala lodos evin camına yazsana ulan yaz diye vururken, bozmaya karar verdim. Sahalara dönüyorum, vakit geldi artık 🙂

İnanırmısınız, yoğunluk denilen katil balinadan kaçamıyorum bu aralar. Valla, insanın, en büyük düşmanı yine insan arkadaş, onu bilir onu tasdik ederim. Hayat kolaylaştıkça biz niye daha yoğunlaşıyoruz, onu hala anlayamıyorum, itirazım var yani bu zalim kadere ve onun yardakçısı olan sisteme.

Şubat ilginç bir ay hakikatten, baharın habercisi bir kere. Ömrü kısa dolayısıyla değeri büyük. Gecesi en uzun mesela, bazılarına yeni yıl demek (Çin yeni yılı başlangıcı), ve malum bir de içinde barındırdığı o gün 🙂

Comet-Hale-Bopp-29-03-1997_hires_adjO malum gün, maalesef biz erkek dünyasında önemli bir yere sahip. Stres kuyruklu yıldızları, dünyalarımıza en yakın noktadan geçiyorlar bu günde. Onların etkisiyle, doğal afetlerimizden gelen doğal afetler dünyamızı allak bullak ediyor :). Var olan tüm yanardağlar bir anda infilak ediyor. Yıl boyunca tüm muayyen günlerde biriktirilen o stresler, bardaktan boşalırcasına üstümüze eda ediliyor, ediliyor da ediliyor yani dostlar 🙂

Bizim camia aslında genelde olduğu gibi, bu günde de dayanıklılık olarak iki farklı gruba ayırılıyor. Çoğunluğumuz, yani bu durumlar ile başa çıkmayı öğrenen “Fonksiyonel” ler, azınlık ise hala mücadelelerine devam eden “Duygusallar”.

Fonksiyonel grup kızlar tarafından en çok sevilen ve tercih edilen grup. Bu grubun üyeleri 7/24 profesyonel. Nasıl\ nerede  durulması gerektiğini,ne alınmalı, ne yapılmalı çok iyi biliyorlar. Retorik bir duygusallıkları var. Klişe kelimeleri öyle güzel kullanıyorlar ki, sanırsınız mübarekler Shakespeare ile uzaktan akrabalar, her daim hazırlar korkmadan. En güzel çantalar, not edilen ihtiyaçlar, kotası kapatılan çiçek borsası, günü harika şekilde sonlandırıyorlar. Hatta bazıları aynı anda iki operasyonu bile profesyonelce yönetiyor ruhlar duyulmadan. Kız arkadaşları\eşleri ise sosyal medya postları, takibinde ofis dedikoduları ve hediye paylaşımları ile statülerini koruma peşinde oldukları için sorun yok. Alan memnun satan memnun yani. Ticari meta olarak ilan edilen bir günü, gayet mantıklı etkileşimler ile kapatıyor iki tarafta. Aman canım varsın duygusallık görüntüde olsun 🙂 .

Duygusallar için durum çok vahim. Zaten, ilişki boyunca sevgilerini anlatamamışlar, birde üstüne bu gün yaklaştıkça daralıyorlar, bulanıyorlar. Çözüm çok basit, ama bir türlü fonksiyonel olmayı yediremiyorlar. Çünkü onlar için aşk, sevgi metalaştırılacak, bir güne sıkıştırılacak bir şey değil. Hep yaratıcı, emek dolu bir şey yapmak istıyorlar, saatlerce düşünüyorlar, sonunda bir şeyler de buluyorlar, ama nafile, etkisi hiç bir zaman o çanta gibi olmuyor. Bir çantanın, parfümün, en pahalı restorandaki yemeğin etkisine ulaşamıyorlar. Maç sonu hüsran, şerefli beraberlikler bile çok az. Bu grubun en büyük salaklığı aslında asla ders almadan her sene aynı heyecanla gaza gelmeleri 🙂 . Bende, bu sene de tekrar gaza geleceklerini tahmin ettiğimden onlar için bir kaç öneri paylaşmak istiyorum izninizle. Tabi ki işe yaramayacak, ama en azında kasmasınlar hazırdan kullansınlar.

Öneri 1: Klip Çekin.

fotograf-cekimi(1)Valla ciddiyim, başrollerde ikinizin olduğu bir klipten bahsediyorum. Önce sabit bir ortam ayarlayın, senaryoyu hazırlayın. Şarkı olarak sevdiği ve sevilen şarkılardan birini seçebilirsiniz, ama bana sorarsanız, dinlediği, sevdiği tür ne olursa olsun, popüler kültürden eğlenceli başka bir şarkı seçmeniz ( Misal için tıklayın) ve onlara star olduğunu hissettirmeniz. Alt yapı için, bir iki sabitlenmiş telefon ya da kamera, eğer bulabiliyorsunuz bir GoPro, sizin yaratıcılığınız ve bir montaj programı. o kadar Gerisini de sosyal medyaya bırakın :).  Güzel bir şey çıkartırsanız ortaya çanta kadar etki yaratabilirsiniz belli mi olur 🙂

Öneri 2: Kuaförü olun.

hairdressing salonBunda da ciddiyim 🙂 . En sevdikleri, kendinden geçtikleri zamanlar kuaförde geçirdikleri zamanlar değil mi zaten. Tabi ki saçlarını kesin demiyorum. Kuaförünü, ikna edin, size bir kaç şey göstersin saçına şekil vermek için, çalışın öğrenin. Arattırın kuaförüne, çağırın gelsin. Çıkın ortaya, yapın saçını ve alın oradan güzel bir restorana gidin. Bu fikre gülebilirsiniz ama dinleyin beni etkisi büyük olabilir. En azından ofise gönderilen devasa bir buket in yarattığı etkiye bile yaklaşabilir 🙂 .

Öneri 3: Kreatif bir akşam.

news_1029_1Harika bir restoran seçin, sevdiği bir yer olabilir ya da eğlenceli bir yer. Gidin ikna edin adamları, şefle çalışın, en sevdiği yemeği yapmayı öğrenin. Sonra arayın yeri söyleyin gelsin, baştan ortaya çıkmayın gecikeceğinizi söyleyin ve yemeğini gönderip yemesini bekleyin. Ve bir süre sonra şef kıyafetlerinizle, hatta şef ile beraber ortaya çıkın, tatlısını gül ile servis edin. İkincil çağrışımlar kullanın. Alslına bakarsanız Teppenyaki ya da Moğol barbeküsü gibi bir şey de ilginç ve neşeli olabilir :). Gerçi bu emeğiniz de, o lüks çantanın yerini tutmacak ama deneyin içinizde kalmasın 🙂 .

Ya da ?

Ya da boş verin yaaa, ne gerek var. Artık akıllanın, fonksiyonel olun kasmayın, alın o çantayı olsun bitsin, bir de çiçek gönderdiniz mi ofislerine ya da eve tamamdır. Biliyorum gönüllerin efendisi olmak istiyorsunuz ama sizde değişin, en azından Şubatın efendisi olun bir kerelik. Emeğin saygı görmediği bir hayatta, yüreğinizin emeğine sağlık olmayacak zaten.

Unutmayın kalbinize verdiğiniz zararın neresinden dönerseniz kardır, siz de sıradan olun ve bırakın kendinizi boşluğa, hayat size de güzel olsun 🙂

Evren

Kozyatağı

1 Şubat 2015